"Neden Kilo Alırız?" başlıklı yazımızda kilo alımının metabolik bir denge sorunu olduğunu ifade etmiştik. Yani alınan kalori ile harcanan kalori arasındaki denge alınan kalori lehine bozulmuştur. Alınan kalorinin harcanandan fazlası ise yağa dönüştürülerekek birikmektedir. Eğer metabolizma yavaşladığı için kilo alınıyorsa yorgunluk kaçınılmazdır. Yapılan tıbbi kontrollerde bu yorgunluğun doğrudan bir nedeni tespit edilemez.

Diğer taraftan kalori veren gıdalar yaşam demektir. Canlılık devam ettiği müddetçe vücutta yanma, yıkılma ve yapılma faaliyetleri (metabolik aktiviteler) devam eder; dolayısıyla tüm bu faaliyetler için kaloriye dönüşebilir maddeler, yani gıdalar gereklidir. Bahsi geçen faaliyetler esnasında bir kısım atık maddeler, metabolik yan ürünler oluşur. Bu yan ürünleri, bir marangoz atölyesinde çalışma esnasında etrafa dağılan kırpıntılar, ağaç yongaları, atık çiviler gibi düşünebilirsiniz.

Atık maddeler her ne kadar devamlı olarak temizlense de birikim oluşturur. Ayrıca kullanılan kaynakların bir kısmı azalır; üretilip yeniden depolanması gerekir. İşte, canlıların çoğunluğunda olduğu gibi biz bu durumları yorgunluk olarak hissederiz. Başka bir deyişle yorgunluk metabolizmanın yavaşladığı, dinlenmeye olan ihtiyacın arttığı anlarda hissedilir.

Metabolizmayı aksatan, yani enerji üretimini ve tüketimini yavaşlatan her durumda yorgunluk yaşanır. Kılcal kan akışını bozan hastalıklarda olduğu gibi hücreye kan akışını durumlar, zehirlenmeler gibi hücre içi canlılığı azaltan diğer problemler de buna neden olabilir.

Ozon terapi, bir taraftan atık maddeleri nötralize ederek ortamı daha işlevsel hale getirir. Diğer taraftan oksijenin dokulara taşınımını kolaylaştırır. Böylece metabolizmayı canlandırır ve harcanan enerjiyi artırır. Tüm bu işlevlerini yerine getirirken kalıcı bir zarar vermez, çünkü yalnızca oksijenin farklı bir formundan ibarettir.

Ozon terapi aynı zamanda antioksidan sistemi uyararak yaşlanmayı önleyici bir etkinlik gösterir. Antioksidan sistemdeki tıkanıklık bir diğer metabolik yorgunluk kaynağıdır. Ayrıca kılcal dolaşımı ve doku oksijenlenmesini artırarak gereken maddelerin hücrelere taşınmasına yardımcı olur. Atık maddelerin uzaklaştırılmasını kolaylaştırır.

Özetlememiz gerekirse akupunktur eşliğinde uygulanan ozon terapi zayıflamaya yönelik yapılan tedavilerde çığır açıcı bir yetkinlik göstermektedir. Akupunktur bozulan iştahı düzenler, metabolizmayı dengeler; ozon terapi ise zayıflayan hücre içi metabolizmayı canlandırarak enerji hücre içi enerji üretiminin önünü açar. Dolayısıyla bu birliktelik yağ yakımını kolaylaştırır. Enerji üretiminiz gereken düzeye çıkınca iştahınız azalır ve hareket isteğiniz kendiliğinden artış gösterir.