Baş Dönmesinin Nedeni ve Tedavisi

Vertigo, ya da baş dönmesi sorunu anlatmadan önce bizim kendimizi zaman ve mekânda konumlandırma bilincimize bir göz atalım; beraberinde vertigoyu anlatalım.

Beynimiz tümüyle kapalı bir kürenin içerisinde koruma altına alınmıştır. Dışarısıyla iletişim kanalları duyularımızdır. Beynimiz hangi mekânda ve zamanda olduğunu göz, kulak, koku, tat ve dokunma duyusuyla algılar ve kendi içerisinde bu algıları buluşturarak zamanı ve mekânı yeniden oluşturur. Bu duyuların yanında beynimizin oldukça önemli bir grup algısı daha vardır. Bunlar iç kulağımızdaki üç boyutlu labirentler, iç organlarımızdan ve kaslarımızdan gelen bilgilerdir. Özellikle bu ikisi bilinç düzeyinde algılanan verilerle sürekli olarak karşılaştırılır ve onanır. Kaslarımızdan, onların pozisyonluya ilgili olarak gelen bilgi ile, gözümüzün gördüğü pozisyon arasında bir çelişki varsa, yani gözümün gördüğünü bedenim onaylamıyorsa, beynimiz dış mekânı kendi varlığında yeniden oluşturamaz. Her oluşturma girişimi başarısızlıkla sonuçlanır ve yeniden başa döner. Yeni bir girişim ve yeniden başa... Vertigo oluşur.

Aynı sorun iç kulağımızdaki denge organı olarak bilinen üç boyutlu labirentler için de geçerlidir. Bu labirentlerde bir şekilde ödem oluştuysa veya labirentin içerisindeki kristal tanecikleri hareketsiz kaldıysa netice yine vertigodur. Sinir iletisindeki engellerden dolayı kaslarımızdan gelen bilgide gecikme veya bozulma oluyorsa vertigo yine kaçınılmazdır. Özellikle boyun kaslarımızın pozisyonu, beynimizin bu kaslarla doğru haberleşebilmesi son derece önemlidir.

Vertigo birden çok problemin ortak sonucudur. Öncelikle vertigoyu besleyen ana nedeni doğru şekilde tespit etmek gerekir. İyi bir sorgulama ve muayene, ek bir laboratuvar girişimine gerek bırakmaksızın nedeni ortaya koymak için çoğu vakada yeterlidir. Sonra nedene yönelik akupunktur tedavisiyle sorun köklü bir şekilde çözümlenecektir.

Akupunktur özellikle boyun sinir sıkışmalarına bağlı veritgoda, denge labirentlerindeki ödemin gerilemesinde son derece etkilidir.

Dr. Mehmet Salih Özaytürk